18 Mart 2012 Pazar

Patrick Gününü Kutladınız mı?

Patrick Gününü Kutladınız mı?


Bir tanıdığım yazmış… Dün, 17 Mart, bazı gençler diyorlarmış ki "Bugün St. Patrick's Day, Taksim'de buluşup JJ'ye gidip bira içip kutlayalım" !!!

Ne kadar yazık! Ve yazıklar olsun... Bu herşeye ilgisiz gençlere, ve tabii her şeye ilgisiz yetişkinlere, kadın erkek duyarsız herkese..

Bize ne bilmemkim Patrick'ten... Yakında bara gideceğiniz Taksim, Beyoğlu kalmamış olacak.


Bilmemne barına gideceklerine dün (17 Mart) Saat 13’de zahmet edip Tünel’e gelselerdi… Taksim Platformu'nun düzenlediği sayısız STK'nın desteklediği ve katıldığı, Taksim Meydanı’na yürüyüş ve basın bildirisi vardı. Internet kullanıyor artık herkes, ve bu çok duyuruldu…
Çok daha fazla kişi olmalıydı dün… Onbinler, yüzbinler olmalıydı.

Bu Taksim ve civarını rant alanına çevirme projesi... Yeşili yok etme projesi.. AKM'yi, Gezi Parkı'nı yok etme, TAksim’e çıkan 6-7 caddeyi dalış tünelleriyle yürünemez hale ve çok çirkin bir görüntüye çevirmek. Bazıları da sanıyor kşi daha güzel olacak. Ya biraz okuyun, resimlere bakın, Internet önünüzde açık her dakika.

İleri sürdükleri trafik meselesi… Taksim civarındaki trafik ;İstanbul’daki birçok yerden daha kötü değil ki. Hiç değil.


Trafik (arabalar, metrolar, otobüsler), Paris’te büyük bir yarışma sonucu seçilen mimari projle yapılmış, şahane La Defense bölgesindeki gibi yer altına alınsa amenna.... Yer üstünde şahane büyük yürüme alanları, parklar, korular, havuzlar, fıskıyeler, heykeller, kafeler…. Gidip bir baksalar böyle yerlere, görgü ve bilgilerini artırsalar.




Taksim Meydanı’ndan Gümüşsuyu Caddesi’ne şu andaki giriş







Taksim Meydanı’ndan Gümüşsuyu Caddesi’ne bağlantının PLANAN şahane projedeki görüntüsü… Nasıl bir akıl bunu yeğler?



Ama bunların hiç bir şehircilik ilkesine uymayan tam bir vahamet örneği projelerinde
(ne kadar korkunç, dayanılmaz iğrenç olacağı Ankara'nın halinden ve temsili resimlerden belli. Ayrıca Harbiye, Maçka, Açıkhava T civarını yok ettikleri kupkuru Kongre Vadisi’ne ne demeli.. Oraya da çok üzlmekteyim. ÇOK YAZIK OLDU)
Taksim’e sayısız dalma tüneli yapılınca (bir tanesi bile korkunçken, her caddeye!, Taksim Meydanı'na bağlanan her caddeye!!! :(   )

1- Yaya olarak karşıdan karşıya geçemiyorsun

2- Paralel yürümek de hemen hemen imkansızlaşıyor. Çok dar koridorlar kalıyor dalma tünelinin sağında solunda… Hakikaten çok çirkin ve bir işlevi olduğu da asla söylenemez.

3- Görüntü ise bir çirkinlik abidesi, gerçek bir ucube. Ağlamak istiyor insan. Uzun yıllar sonra gittiğim, memleketim Ankara'da bu yaz, ağlamak istedim sürekli. Köstebek yuvası idi her yer... :( Çirkindi çok. Hem de yürünemiyordu.

Yetmedi sayısız AVM, site, villa, otel ve “rezidans” saçmalığı… Haydarpaşa… Hergün trenlere binen on bin kişi bile kılını kıpırdatmadı… Devlet ne yaparsa iyi yapar… Tevekkül… Artık sıra geldi Tarlabaşı’na, Taksim’e… Yağmalanacak, paylaşılacak yerler artık bunlar… Varsın ağaçlar, tarihi, binalar, tarihi doku yok olsun. Yeşile, dereler, limanlara, denize ne gerek var? Yaşasın beton beton beton!!!!

Öyle para hırsı bürümüş ki gözlerini, bizler anlayamayız. Dillerine pelesenk ettikleri gibi demokrat da değiller. Bazı “okumuş” kişiler hala bunları demokrasi getirdiler sanıyor ya ağzım açık kalıyor. Nasıl bir akıl tutulması! Bunların ve destekçilerinin demokrasinin d’sinden haberleri var mı? Hani topluma kulak vermek? Her konuda istediklerini dayatıyorlar, öyle değil mi? İfade özgürlüğü var mı? (Dağıtmayayım konuyu).

Yağmalayacağınıza gelişmiş ülkelerdeki gibi bir park, allah için, bir park yapsanıza.

Deprem için boş alan bıraksanıza.

Lüten TAKSIM’e sahip çıkalım.

Pek çok kişi festfudçular önünde aval aval bakıyordu yürüyüşçülere. Taksim ve Beyoğlu gidince orada olmayacak artık o insanlar. Bu kadar duyarsızlık bizim genlerimizde mi var???.... Yazık.

Filiz Eyüboğlu





11 Ocak 2012 Çarşamba

TÜRKSAT - Dert Kuyusu. CRM ve Süreç dersleri için vak'a örneği

*** Müşteri nasıl zorla rakibe kaybedilir? ****

Hemen her kurum özelleşti malum… Ama bu özelleşme ve o firmaların web siteleri yapmaları, iletişim / şikayet formları, müşteri hizmmetleri telefon no’ları koymaları sadece laf ola beri gele. Bunların HİÇ BİR işlevselliği yok, ve eski “devlet kurumu” mantığı ve düzeniyle çalışıyorlar.

Kablolu TV hizmeti veren TÜRKSAT‘ın bu kadar kötü çalıştığını bilmiyordum.

Artık kaç gün oldu unuttum (en az 1 hafta.. geçti belki de) kablolu TV yayını alamıyorum. Neyse ki uyduya da bağlıyız bir ara apartman yönetimi yaptırmıştı ama ben onu sevmiyorum, kablolu TV’yi izliyordum.

Bir süre kablolu TV yayını alamayınca 444 0 126′yı aradım, “bölgenizde arıza var, 2 saate düzelecek” dediler, iyi. Teyp kaydı değil, normal bir insan dedi bunu .

Birkaç gün geçti. Hâlâ yayın yok. Gene aradım. Geceydi, telefon açılıyor, gerekli tuşları tuşluyorsunuz çalıp çalıp susuyor. Boşa telefon parası. Oysa 7×24 çalışıyor olmalı, bir yerde öyle diyor.

Eskiden kimse yoksa telefon açılmaz, telefon parası vermezdiniz, ama şimdi bu 444′lü telefonlar baş belası, açılıyor, kaydı dinle dur, sonra kapanıyor, boşa telefon parası (abone oldugunuz hiç bir sabit ya da cep telefon paketi bunları içermiyor), ya da ÇOK bekliyorsun, kontörler atıyor o arada… birine ulaşırsak, o da lafımızı anlar ve yardım edecek düzeyde bilgi, akıl ve inisiyatife sahip ise şanslıyız.

Ertesi gün yine aradım. Hizmet numaramı telefonda tuşladıktan sonra teyp kaydı çıkıp “genel bir arıza var, 10 saat sonra düzelecek” dedi. Peki.

Günler geçti, yine aradım, gene aynı teyp kaydı. Yani bitmeyen bir 10 saat. Ve nasıl bir arıza bu günlerce düzeltilemiyor dedim içimden…

Günler geçti, yine aradım, dün faks da çekmiştim tabii arayan olmadı. “Yüce Devlet makamı” bir aboneyi arar mı? Bence mantık bu.

Şu anda tekrar aradım, ne de olsa 7X24 saat çalışan bir numara oldugu iddia ediliyor. “…..10 saat ….” diyen teyp kaydı yerine ses beni arıza kaydı bırakmam için operatöre bağlayacağını söyledi. Oh iyi dedim, konuşacak biri çıkacak karşıma.

Ama ne oldu? MEŞGUL çalıp çalıp sustu.

Tekrar aradım (tabii tüm bu aramalar para yazmakta) Bu ay bu no’yu aramaktan göçtüm.

Webden bazı işleri yapmak için şifre almak gerekiyor diye okumuş idim, onu alayım hem bakayım orada bir insan var mı merakına düştüm… O seçeneği tuşladım. Yine MEŞGUL çalıp çalıp sustu. Ve artık çıldırmanın eşiğine geldim.

Bu güya ÖZEL firmaların, eskinin “devlet kurumu” mantığından farkı var mı söyler misiniz?

Yayın yok, ama bana tam fatura kesecek. Web sitesi, faks, telefon ile bir muhatapa ulaşıp konuşamıyorsun. Sanki orada kimse çalışmıyor. Sanki bir Kafka romanındayım...

Ve adı 7×24 saat hizmet. Bu da yalan/yanlış beyan. Yani elle tutulacak bir tek noktalarını göremiyorum…

Şimdi ben kablolu TV’ye son vereyim desem telefona yine biri çıkmayacak…


Filiz.

Yukardaki mesajımı Internet'te dağıttıktan sonra bir arkadaştan gelen bir yazı da şu:

Türksat tam bir dert kuyusu. Sıkıntı bir tek o değil . Son 2-3 aydır binlerce Turksat mağduru icra dairelerinde hacizlerle uğraşıyor.
Turksat , ciddi sayıda bir abone topluluğundan alacaklı olduğu gerekçesi ile bir hukuk bürosu ile anlaşarak , alacaklarını tahsil amacıyla icra yoluna başvuruyor. Borçlu listeleri hazırlanıyor, hukuk bürosuna veriliyor ve icra dairelerinde binlerce icra dosyası açılıyor. Buraya kadar her şey normal, bir kurumun alacakları için yasal yollara başvurması kadar doğal bir şey yok elbette. Ama sorun burada başlıyor ve o listede sayısı bilinmeyen (belki de yine binlerce) gerçekte borcu olmayan abone de bulunuyor. Bunlardan birisi de benim. Tam 7 yıl önce abone olduğum adresten taşındım. Taşınırken bir Turksat abone merkezine gittim ve aboneliğimi sonlandırmak istediğimi söyledim. Abone merkezi sistemden baktı, elle yazılan bir makbuz düzenledi, bugünün rakamları ile 60 lira toplam borcu tahsil etti ve iptal sayfası açıldığında iptal işlemini yapacaklarını işlemin tamamlandığını söylediler. Aradan tam 7 yıl geçti ve geçen ay bana bir telefon geldi. Arayan Turksat’ın işlerini yapan hukuk bürosu idi ve 7 yıl önceden kalan borçlarım nedeniyle icraya verildiğimi, ödemezsem haciz için geleceklerini söylediler. Turksat’ı aradım, hukukçularla konuştum ama nafile. İptal işlemi sistemlerinde görünmüyor, 7 yıl önceki makbuz da yok artık , 2 yıl önce 5 yılını dolduran eski evrakları tasfiye ettim . Ben taşındığım için 2 yıl daha aboneliğim devam etmiş ve ardından otomatik sonlandırılmış. Üstelik bir tek ben de değilim. İlgililer ve avukatlar , her gün benzer yüzlerce telefon aldıklarını, listelerin eski sistemlerden aktarıldığını, eski makbuzlar yoksa yapacak bir şey olmadığını söylediler. Kendi avukatlarım da , abone olduğum adresten taşındığım ve ilgili dönemde hizmet almadığım gerekçesi ile dava açarak bu parayı tekrar geri alabileceğimizi ama önce ödeyip sonra da 1-2 yıl sürecek bir dava sürecini göze almamı en az bu kadar daha masraf edeceğimi söylediler. Sonuçta , iptal ettiğim bir aboneliğe ait, üstelik taşındığım için almadığım bir hizmetin bedelini 7 yıl geçtikten sonra tam 450 lira olarak ödemek zorunda kaldım. Dua et sen hiç olmazsa yarım yamalak da olsa kablo tv hizmeti alıyorsun. Aldığın hizmetin bedelini de ödüyorsun. Şikayetin ise bedelini ödediğin hizmeti olması gerektiği gibi alamamak. Bunda daha beteri hiç almadığın hizmetin olmayan bedelini, yıllar sonra icra masrafı, gecikme zammı avukatlık ücreti vs olarak ödemek. Sen sen ol aman iptal ettirme, ne olur ne olmaz 6-7 sene sonra katlamalı bedel ödemek zorunda kalabilirsin.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------